Gediz Muharebesi
Şanlı Kurtuluş Savaşı tarihimizde önemli bir yer tutan Gediz Savaşı düzenli orduya geçme sürecimize ön ayak oluşturmuştur. Ulu önder Gazi Mustafa
Kemal ATATÜRK önderliğinde siyasi merkezileşme faaliyetine ek olarak askeri
alanda da merkezileşme çalışmalarına girişiliyordu. Kuva-yı Milliye kuvvetleri
yerine düzenli bir ordu olması gerektiği düşünülüyordu. Sivas Kongresi
sırasında Ali Fuat Paşanın Batı Anadolu Umum Kuva-yı Milliye Komutanlığına atanması bu girişimin ilk adımıydı. Meclise mutlak itaatle bağlı bir ordu
oluşturmak ve bu orduyu disipline ederek haklı mücadelemizde en etkin şekilde kullanmak
gerekiyordu.
Girişimler son hızla devam ediyordu 1920’de Milli Müdafaa
Vekaleti kuruldu ve Erkanı-ı Harbiye-i Umumiye kuruldu. Milli Savunma Bakanı olarak
Fevzi Paşa, Genelkurmay Başkanı olarak İsmet Paşa seçildi. 25 Haziran 1920’de Batı
Anadolu Umum Kuva-yı Milliye Komutanlığının adı Batı Cephesi komutanlığı olarak
değiştirildi. Bu cephede Kuva-yı Milliye birliklerinin başında bulunan Çerkez Ethem’e
Genel Gezici Kuvvetler Komutanı unvanı verildi.
Yunan birliklerinin ilerleyişi büyük bir hızla devam
ediyordu. Ülkemiz dışardaki düşmanıyla uğraştığı yetmiyormuş gibi bir de içimizdeki
hainlerle mücadele ediyordu. İsyanlar tüm kuvvetlerin Batı cephesine
aktarılmasını engelliyordu. Çerkez Ethem’in ağabeyi Reşit Bey “Ordudan fayda
yoktur dağılsın. Hepimiz kuva-yı milliye olalım “sözleriyle Kütahya civarında
propaganda yapıyordu.
13 Ekim 1920’de Ali Fuat Paşadan Gediz’e taarruz etme ve burayı kurtarma teklifi geldi. Ali Fuat Paşa Gediz’i Yunan ana kuvvetlerinden ayrı bir kuvvetin savunduğunu bildiriyor ve bu nedenle ani bir taarruz şüphesiz zafer getirecekti. Bu zaferle askerler ve kamuoyunda olumlu etkiler yaratılacağını düşünüyordu. Yunan ordusu ile ilgili aldığı istihbarat raporlarında ordunun ikmal durumun pek iyi olmadığı ve firar olaylarının arttığını öğrendi. Kolay bir zafer alınacağını düşünüyordu. 61. Fırkanın kumandanı Yarbay İzzettin (Çalışlar), Gediz’e taarruz fikrinin Çerkez Ethem’den çıktığını söylemiştir. Ethem Bey, Ali Fuat Paşaya bir telgraf göndererek “Korkak yazarken ne kar ne zarar eder derler. Gel Paşam… Şayet aksi olsa bile zararından büyük faidesini inayet-i Hakk’la görürüz “diyordu. Ethem Bey daha taarruzun başarılı olacağından emin değildi Ali Fuat Paşayı ikna etmeye çalışıyordu. Kütahya’da Ethem Beyle görüşen Ali Fuat Paşa çekincelerini yenmiş ve taarruz edilmesi yönündeki fikri kesinleşmişti. 13 Ekim’de taarruz talebini Genelkurmay Başkanı İsmet Paşaya bildirmişti. Ancak İsmet Paşa yetersizliklerden dolayı taarruza onay vermedi. Fakat Ali Fuat Paşa taarruzu ertelemek istemiyordu. Görüşmek için İsmet Paşayı Eskişehir’e davet etti. Görüşmelerde İsmet Paşa taarruz için yeterli güç ve cephane bulunmadığını ayrıca mevcut durumun taarruza imkân vermediğini beyan ediyordu. Ali Fuat Paşayı ikna edemedi. Taarruza katılacak komutanlarla bir görüşme yapılması ve onlardan gelecek cevap doğrultusunda son kararın verilmesi gerektiği kararlaştırıldı. Görüşleri alınan komutanlar taarruza olumlu bakıyordu. Ve taarruz yapılması kararı verildi.
Ali Fuat (Cebesoy) Paşa |
Taarruzun başarılı olma şartı baskın şeklinde olmasına bağlıydı. 20 Ekim’den itibaren birlikler taarruz mevkiine yaklaşmaya başladılar. Düşmana fark edilmemek için yürüyüşler gece yapılıyordu. Birliklerimiz taarruz yerlerine ulaştı ve mevzi aldılar. Artık Ali Fuat Paşanın emri bekleniyordu.
Harekat planı |
24 Ekim 1920’de sabah saat 06.00’da Türk topçusunun ateşiyle
taarruz başladı. Kuvvetlerimiz yoğun sisi de kullanarak hücuma devam etti ancak
sisin dağılmasıyla düşmanın yoğun ateş baskısı altında kaldılar. Eğitimleri
zayıf olan birliklerimiz bilinçsiz bir şeklide geri çekildi. Taarruz gece devam etse de harekattan umduğunu bulamayan Ali Fuat Paşa geri çekilme emri
verdi. Aynı gece 13.Yunan Fırkası taarruzun sonraki gün devam edeceğini düşünerek
Gediz’i boşalttı. Yunan birliğinin savunma yapacak gücü kalmamıştı. Geri
çekilme harekâtına başlayan Türk birliklerine Gediz’den gelen Ahmet isimli bir
çocuk durum anlattı ve birliklerimiz Gediz’i tekrar aldı. Toplam 11 subay 156 er
şehit verilmişti. Yunan tarafında ise 1 subay 23 er ölmüştü. Gediz’i boşaltan
Yunan 13.Fırkası üzerine gidilmeye devam ediliyordu 190.Alay Ethem Beye birlikte
hareket etme emrini verdi. Ethem Bey 27 Ekim günü taarruz etti. 190.Alay yoğun
Yunan ateşi karşısında geri çekilince Çerkez Ethem Bey de geri çekildi. Ethem Bey
geri çekilirken emirsiz ve düzensiz davranmıştı. Diğer birliklerin emniyetini
düşünmemişti bile. Ethem Beyin nerde olduğu bilinmiyordu. Yunanlılar Uşak
bölgesinden takviye almıştı ve karşı taarruz için hazırlıklarını yapıyorlardı.
İsmet Paşanın korktuğu başına gelmişti. Ali Fuat Paşayı daha önce bu konu
hakkında uyarmıştı. Karşı taarruz başlamıştı ve Yunan kuvvetleri hızlı bir
şekilde ilerliyorlardı. 31 Ekim 1920’de Yunan kuvvetleri Gediz’i tekrar ele
geçirdi. Kayıplar vermiştik ve Batı Anadolu, Yunan işgaline karşı açık hale gelmişti.
Ancak birkaç gün sonra Yunan 1.Kolordusu Komutanı, birliklerin kışlık
ikametgaha çekilme emrini verdi. 13.Yunan Fırkası, 12 Kasım’da Gediz’i boşalttı
ve kuvvetlerimiz yeniden Gediz’e girdi.
Ali Fuat Paşaya göre taarruz başarılı olmuştur. Yunan
ordusundaki bazı komutanların görevden alınmasını ve Yunan Başbakanı Venizelos’un
istifasını bu taarruzun başarısına bağlıyordu. Mustafa Kemal Paşa ve İsmet Paşa
kesinlikle bu taarruzu başarılı görmüyorlardı. Gediz askeri taarruz neticesinde
ele geçirilmemişti. Mustafa Kemal Paşa genel anlatımıyla bu muharebe Batı
cephesinin her tarafında genel bir yenilgi anlamı taşıyordu. Çünkü kuvvetlerimiz
kayıplar vererek Dumlupınar’ın sırtlarına kadar geri çekilmişti.
Ali Fuat Paşa'nın savaş bittikten sonra konuşması |
Mustafa Kemal Paşa, Ali Fuat Paşanın bölgedeki kuva-yı milliye kuvvetleri üzerinde etkisi olmadığını düşünmekteydi.Ali Fuat Paşayı Ankara’ya çağırmıştır ve SSCB ile görüşmeye gidecek heyetin başına görevlendirmiştir. Batı Cephesi Komutanlığı görevinden alınmıştır.
Gediz taarruzu sonrası batı cephesi ikiye bölünmüştür. Kuzey
kesimi Batı cephesi olarak isimlendirilmiştir ve İsmet Paşa bu cepheye
atanmıştır. Güney kesimine ise Refet Paşa atanmıştır. İki cephe de direkt
olarak Genelkurmay Başkanlığına bağlandı.
Mustafa Kemal Paşanın direktifi ile “1920 yılı Kasımının
sekizinci günü düzensiz teşkilat fikir ve siyasetini yıkma kararı, faaliyet ve
uygulama alanına konulmuştur”.
3 Yorumlar
Yine çok bilgilendirici bir yazı olmuş. Tebrikler.
YanıtlaSilHocam yazı çok başarılı takipteyiz...
YanıtlaSilHocam yine bilinmeyen bir konu hakkında bilgilendirici bir yazı olmuş.
YanıtlaSilDevamının gelmesi dileği ile elinize sağlık.