Almanya’da Darbe Girişimi

Almanya’da Darbe Girişimi

Öncelikle bu darbe girişimini anlamak için bu kalkışmada bulunan grubu tanımak gerekmektedir. Kendilerini Reichsbürger (İmparatorluk Vatandaşı) olarak tanımlayan bu hareket Almanya’da 1980’li yıllardan itibaren biliniyor. Bu grubun üyeleri kendilerini Reichsbürger (İmparatorluk Vatandaşı) olarak görüyorlar ve Almanya istihbaratına göre sayıları 21 binden fazla. Grubun büyük bir çoğunluğunu aşırı sağcılar oluşturuyor. Pek çok üyesinin şiddet kullanmaya hazır olduğu belirtilen bu yapılanma Almanya’yı meşru bir devlet olarak tanımıyor. Grup kendi içinde 3 ayrı siyasi fikre sahip. İlk olarak bazı üyeler monarşi altındaki Alman İmparatorluğu fikrine bağlıyken, bazıları Nazi fikirlerinin taraftarı ve diğerleri Almanya'nın günümüzde hala askeri işgal altında olduğuna inanıyor. Homojen olmayan ve içinde aşırı sağcıların da yer aldığı bu ideolojinin taraftarlarının bazıları Alman kurumlarını tanımadığı için vergi ödemeyi de reddediyorlar. 2000’li yıllarda itibaren ise bu hareket pek çok küçük örgütlenmeye ve "krallığa" bölündü ve daha sıklıkla gündeme gelmeye başladı. Örneğin 2012’de hareket mensubu Peter Fitzek isimli kişinin Wittenberg’de isteyenin ücret karşılığı vatandaş olup "Kral 1. Peter" (Fitzek) imzalı nüfus cüzdanı aldığı bir krallık da kurduğu biliniyor. 2010 yılından bu yana Alman ordusuna ait onlarca tabanca, on binlerce mühimmat ve patlayıcı kaybolmuş ve bulunamamıştı. Örneğin 2017’de Alman ordusu Bundeswehr içinde Üsteğmen Franko A’nın darbe yapmak ve siyasilere suikast düzenlemek üzere örgütlendiği gün yüzüne çıkmıştı. Bu olayların ardından 2018’de Reichsbürger üyelerinin silah ruhsatı almaları yasaklandı; 2021 sonuna kadarsa 1050 Reichsbürger üyesinin silah ruhsatı iptal edildi. Ancak 500 Reichsbürger üyesinin hala silah sahibi olduğu biliniyor.

Darbe girişiminin merkezindeki kişi olarak gösterilen Heinrich XIII (13. Heinrich) ülkedeki monarşiyi yeniden canlandırma arzusuyla tanınan ve kendi ailesi tarafından "çılgın yaşlı adam" olarak reddedilen bir Alman prensi, sözde bir darbe planında merkezi bir figür olarak ortaya çıktı . Sekiz yüzyılı aşkın bir geçmişe sahip soylu bir ailenin soyundan gelen Prens Heinrich XIII Reuss'un, Almanya’nın yeni lideri olması planlanıyordu.  





Darbe girişiminin lideri olmakla suçlanan Heinrich XIII (13. Heinrich)

Reichsbürger (İmparatorluk Vatandaşı) cumhuriyeti devirmeyi ve yerine 1871 Almanya'sını örnek alan yeni bir devleti - İkinci Reich adlı bir imparatorluğu - kurmayı planlıyordu. Bu örgüt bir konsey ve askeri koldan oluşuyor. Üyeler, hedeflerini ancak öldürmeyi içeren "askeri araçlar ve devlet temsilcilerine şiddet" yoluyla gerçekleştirebileceklerini düşünüyorlardı. Kısaca Reichsbürger (İmparatorluk Vatandaşı) grubunun "anayasal kurumlara saldırmaya, Federal Meclis'e silahlı baskın düzenlemeye hazırlandıkları, demokratik hukuk devletini devirmeyi hedefledikleri ve bunun yol açması muhtemel ölümleri de göze aldıkları" biliniyor.





Silahlı baskın düzenlenmesi planlanan Federal Meclis


Başsavcılığa göre grubun liderlik rolünü üstlenen isimler Almanya'da inşa edilecek yeni rejim için Rusya makamlarıyla irtibata geçmeye çabaladı. Rusya vatandaşı Vitalia B. de bu hedefe ulaşılması için destek olmaya çalıştı. Ancak başsavcılık, şüphelilerin bu girişimlerine Rus makamlarından olumlu karşılık aldıklarına dair henüz bir bulguya ulaşmadıklarını duyurdu.

Bu arada bu bilgilerin basına yansıması üzerine Rusya'dan da açıklama geldi. Rusya'nın Berlin Büyükelçiliği yaptığı açıklamada, Almanya'daki Rus diplomatik temsilcilerinin terör grupları temsilcileri ve yasadışı yapılarla hiçbir iletişimi olmadığına vurgu yaparken, Kremlin Sözcüsü Peskov, operasyonlar için "Almanya'nın iç meselesi” açıklamasını yaptı.



















 

1 Yorumlar

  1. İçlerinde eski bir meclis üyesi olmasına rağmen Reichsbürger ciddi bir tehdit gibi gözükmedi. Belki kendi kafalarına göre monarşi soyu belirlemelerinin etkisi vardır. Almanya gibi milliyetçilik yapmaya oldukça uygun tarihe sahip bir ülkenin bu tarz cemiyetlere sahip olması da normal. Örgüt için net ve özet şekilde güzel bir tanım yapılmış. DW muhabirinin mehmet ali birandla akrabalığı olabilir , 50 kere ııı/ıııhh/ıııhhmm gibi sesler çıkardı sanki telgrafta tamam sinyali çekiyormuş gibi.

    YanıtlaSil

Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK

Tarih ne güzel aynadır. İnsanlar, özellikle ahlâkta gelişmemiş kavimler, en büyük kutsal kavramlar karşısında bile hasis duygulara tâbi olmaktan nefislerini men edemiyor. Tarihin sinesine geçen büyük hâdiselerde, bu hâdiseler içinde âmil ve fâil olanların hal, hareket ve muameleleri onların ahlâk seviyelerini ne açık gösterir.